“Şeytanların takımı olacağız. Renklerimiz ateş gibi kırmızı ve rakiplerimizin korkusu olan siyah olacak.”
Herbert Kilpin
Bu vecizeler Associazione Calcio Milan’ın (AC Milan) ilk kaptanı ve kurucularından olan Herbert Kilpin’e ait.
1899 yılının bir rivayete göre Aralık ayının 16’sı, bir diğer rivayete göre 13’ünde kurulmuş olan kulübün ilk ismi Milan Foot-Ball and Cricket Club olmuştu. İtalya’da kurulan ve İtalyan bir takım olan Milan’ın isminin neden İtalyanca olmadığı merak edilebilir. Herbert Kilpin ve Alfred Edwards’ın önderlik ettiği kulübün kurucularının İngiliz olmasına binaen, dönemin faşist Mussolini rejimine de bir tepki olarak İtalyanca Milano yazımının aksine İngilizce formunu korumuş. Başlık altında belirttiğim üzere takımın renkleri kırmızı ve siyah olarak belirlendi. Kilpin’in ifadesini biraz açacak olursak, ateş kırmızısı oyuncuların sahip olduğu coşkuyu, siyah renk ise rakiplerinin sahada AC Milan kulübüne karşı sahip olduğu korkuyu niteliyor. En azından kaynaklardan edindiğim bilgiler doğrultusunda kulüp renkleri seçilirken yapılan açıklama bu yönde.
İlk şampiyonluğunu kuruluşundan hemen iki yıl sonra, 1901 yılında yaşayan kulüp, ikinci ve üçüncü şampiyonluklarını da 1906 ve 1907 yıllarında arka arkaya kazanılan iki Scudetto[1] ile kutlayacaktı. Ancak bu tarih, 1950’lere dek Milan’ın özlemini çektiği şampiyonluk yılları olarak kalacaktı. 1950-51 sezonuna dek herhangi bir şampiyonluğu bulunmayan Rossoneri, şampiyonluk için 44 sene beklemek zorunda kalacaktı. Fakat zorlu günleri yalnızca şampiyonluk hasretiyle kalmamıştı kırmızı siyahlıların. 1979-80 sezonunda patlak veren Totonero Skandalı, kulübün şikeye karıştığı gerekçesiyle ceza alıp küme düşmesine neden olacaktı. 1986’da kulübün hissesini satın alan, İtalya Başbakanlığı da yapmış olan Silvio Berlusconi’nin gelişiyle birlikte tekrar Avrupa’da üst sıralara tırmanan Milan, bugün hala dünya üzerindeki en popüler kulüplerden bir tanesi durumunda.
İtalya’da bir kulüp kurulur da, kulüp arması, rumuzu ve kulübü niteleyen bir simgesi olmadan olmaz. Kulüp logosu olarak Milano şehrinin ve eski Milano piskoposu ve Milano’nun koruyucusu olan Aziz Ambrose’nin beyaz arka planlı kalkan içerisindeki kırmızı haçlı arması seçildi. İtalyanca “kırmızı siyahlılar” anlamına gelen Il Rossoneri lakabı da o günden bugüne kulüp lakabı olarak kullanılmaya başlandı. Aynı zamanda kulübün renklerini tarif eden Kilpin’in de esinlendiği Milano şehrinin alametifarikalarından birisi olan Milano Şeytanı da kulüp simgelerinden birisi olmuştu. Bu bilgi son yıllarda pek hatırlanmayabilir. 2019-20 sezonu AC Milan siyah alternatif formasında belli belirsiz kırmızı illüstrasyon çalışması deseni, aslında Milano Şeytanı’nın değişik bir yorumla tasviri niteliğindeydi. İlk etapta benim de algılayamadığım, ancak forma hakkında bilgi edinmek için araştırmalar yaptığımda öğrendiğim bir bilgiydi bu. Bunu göz önünde bulundurursak harika bir fikir olduğunu kabul edebiliriz.
2020 yılı itibariyle 4 Şampiyon Kulüpler Kupası, 3 UEFA Şampiyonlar Ligi, 5 UEFA Süper Kupası, 1 FIFA Kulüpler Dünya kupası, 18 Serie A ve diğer kupaları kazanan kulüp, bugünkü armasını kullanana dek logosunda epey restorasyonlar geçirdi. Fakat Milano Haçı’nın kullanımından sonra Milano Şeytanı’nın kullanımı da söz konusuydu. 1980-81 sezonundaki formada kulüp logosu yerine kullanılan bu figür, AC Milan’ın resmi logolarından birisi haline de geldi.
İlk formalardaki çubuk kullanımları bugün alışılageldik AC Milan çubuklarından epey inceydi. Yalnızca gövdede toplamda 15-16 taneden fazla kırmızı ve siyah çubukları olan bir gömlek kullanan Milan, bizzat Mussolini iktidarının dokunuşlarıyla formasında tasarım değişikliğine gitmek zorunda kalmıştır. Bugünkü dizaynları da etkileyen ince çubuklar epey kalınlaştırılmış, polo yaka giyen takımın forması başta v yaka olmak üzere diğer farklı yaka türlerini de barındırmıştır. Kulübün ilk formalarını giymeye başladığı tarih olan 1899’dan bu yana iç saha formasının alt takımı ise beyaz şort ve siyah konç olarak belirlenmiş durumda.
İtalya’da iç saha formasına en sadık kulüplerden bir tanesi olmasının yanında, Milan’ın deplasman ve dahi üçüncü forma bazında kültürünün olması epey ilgi çekici. Yalnızca kırmızı siyah çubuklu forması değil, aynı zamanda “maglia fortunata” olarak bilinen ve Türkçesi ‘şanslı forma’ olan Avrupa Kupaları finallerinde görmeye alıştığımız beyaz deplasman formasının yanında bir de siyah üçüncü forması bir gelenek. Yıllardır çeşitli formlarda ve dizaynlarda karşımıza çıkan bu formalar, Milan’ın neden forma kültürü olarak en zengin kulüplerden birisi olduğunu ispatlar nitelikte. Bu maglia fortunata forması, Milan’ın Avrupa’da oynadığı finallerdeki başarısına atfediliyor. Beyaz formasıyla toplamda 8 final oynayan AC Milan, bunlardan 6 tanesinde zaferle ayrıldığı için beyaz formanın uğuruna inanmakta ve Avrupa finallerinde mümkünse bu formayı sürekli tercih etmektedir. Bu uğura hak vermemek mümkün değil. Zira iç saha formasıyla oynadıkları 3 finalden yalnızca 1 tanesinde mutlu sona ulaştıklarını söylersek bu durum açıklayıcı olacaktır. Ayrıca bu durum, çubuklu formayla oynayan takımların finallerde zorlandıkları istatistiğine de katkıda bulunuyor. 2007 yılında UEFA.com’da yayınlanan bir istatistikte, o tarihe dek oynanan finallerde çubuklu forma giyen takımların finali kazanma istatistiğinin %33 olduğunu ortaya konmuştu. O tarihe dek oynanan 24 finalin yalnızca 8 tanesinin çubuklu forma giyen takımların zaferiyle noktalanıp, 16’sının çubuklu forma giymeyen takımların zaferi ile noktalandığını anlatıyordu bu çalışmada.
1980’lerde İtalyan menşeili üretici Kappa’nın yaptığı formalarla endüstriyel formacılığa giriş yapan Milan formaları, sonrasında 1990-93 arası Adidas, 1993-98 arası Lotto ve tekrar 1998-2018 arası Adidas sponsorluğunda üretilmişti. 2018 yılından bu yana Rossoneri’nin sponsoru bir başka Alman kökenli sportif ekipman tedarikçisi Puma’dır.
En beğendiğim 5 Milan forması
5-) 1990-1992 İç Saha Forması
Kappa’dan ayıldıktan sonra Adidas üretimindeki ilk Milan iç saha forması. Ruud Gullit, Frank Rijkaard ve Marco van Bastenli efsane Milan’ın efsane formalarından yalnızca bir tanesi. Belki Şampiyon Kulüpler Kupası kazanıldığında oyuncuların üzerinde değildi, ancak 1990-91 sezonundaki FIFA Kulüpler Dünya Kupası şampiyonluğunda ve 1991-92’de Serie A şampiyonluğunda sahadaydı. Renkleri, Adidas’ın yonca logosu ve polo yakasıyla güzel bir forma olarak Milan tarihinde yer alıyor.
Bu arada Gullit, Rijkaard ve van Basten demişken, rahmetli Barış Manço’nun bu süper üçlüyle Milano’da yaptığı röportajı hatırlatmamak olmaz.
4-) 2017-2018 İç Saha Forması
Bu formayı listeye eklerken çok düşündüm. “Renkleri ve çubuklarıyla birden fazla güzel forması olan bu takımın yakın zamanda çıkmış ve aslında gerçek çubuklarından daha kalın bir halini eklemek doğru olur muydu?” diye. Ancak bu formanın durumu biraz farklı. Milan’ın Adidas ile olan ortaklığın son senesinde çıkan ve gerçek çubuklu görünümü yakalayan, kusursuz bir kalıp. Çubuklu formalar tasarlanırken mecbur kalınan bir standart burada geçerli değil. Genelde yaka merkez alınıp yakanın tam ortasından inen çubuk rengi formadaki baskın rengi gösterir. Milan’ın çoğu forması da dahil olmak üzere neredeyse tüm çubuklu formalarda rastlayabileceğimiz bir rengin, öteki renge baskın gelmesi gibi bir durum bu formada söz konusu değil. Çünkü merkez çubuktan inen kırmızı çubuk, formanın yaka ve kol uçlarındaki rengin siyah olmasıyla bunu nötrlemiş durumda. Omuzlarda yer alan ve Adidas’ın imzası niteliğindeki üç bandın kırmızı, bu üç bandın yer aldığı kısmın siyah olması da bu dengeyi sağlayan faktörler arasında. Aynı kalıbı, aynı sezonda ufak tefek değişiklikler ile beraber Fenerbahçe’nin de giydiğini hatırlatarak bu forma için söylediklerimi Fenerbahçe’nin 2017-18 sezonu çubuklu forması için de kabul ettiğimi söylemek istiyorum. Dizayn olarak herhangi bir eksiği bulunmayıp “İdeal çubuklu nedir?” sorusuna tam anlamıyla yanıt veriyor.
3-) 1995-1996 Dördüncü Forma
Yüz yılı aşkın tarihi olan bir kulübün deplasman ve alternatif formalarda farklı renklere rastlama ihtimalimiz oldukça yüksektir. Ancak söz konusu AC Milan olduğu zaman kırmızı, siyah ve beyazdan başka bir renge rastlamamız bu ihtimali epey düşürüyor. 1995-96 sezonunda Lotto üretiminde çıkan bu forma, Milan’ın ilk mavi forması olarak tarihinde yer alıyor. Mavi tonları içerisindeki beyaz detaylara ek olarak yaka, kol ucu ve ön paneli tam ortadan kesen kırmızı ve siyah çubuklar formanın hangi kulübe ait olduğunu hatırlatır nitelikte. Her ne kadar sahada çok fazla göremesek de, bu tarihten sonra alternatif formalarda daha cesur renk tercihlerine giden Milan için bu forma ve tarih bir dönüm noktası. Bu rengin biraz daha koyusunu 1999-00 sezonunda Adidas üretiminde görmüştük. Mavi tonlarının dışında sarı ve yeşil renklerin tonlarına da yakın zamanlarda rastlamıştık. İçinde bulunduğumuz 2020-21 sezonunda AC Milan’ın forma üreticisi Puma tarafından yine bir mavi forma sete eklenmişti.
2-) 1995-1997 Deplasman Forması
1942-43 sezonunda giyilen beyaz formanın Lotto üretimindeki farklı bir versiyonu. Göğüsteki kırmızı ve siyah çubuk Milan’ın iç saha formasına göndermede bulunurken; kol uçları -burada her iki renk de mevcut- ve yakadaki kırmızı ve siyah ince çizgilerin de göğüsteki renklerle ters düşecek şekilde yerleştirilmesi formaya ahenk katmış. Forma, ilhamını 1942-43 sezonunda aynı tasarımda giyilen beyaz formadan alıyor. George Weah ve Roberto Baggio’nun da giydiği bu forma için 1993-94 sezonunda Barcelona karşısında kazanılan UEFA Şampiyonlar Ligi zaferinde giyilen formanın biraz daha güzel hali olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Ayrıca bir not, Milan bu formanın giyildiği ilk sezonda Serie A’yı 15. kez kazanma başarısı göstermiştir.
1-) 1999-2000 100. Yıl İç Saha Forması
AC Milan formasının aslına mümkün olduğunca sadık kalan, kırmızı ve siyah incecik çubuklarıyla metrelerce öteden bile hangi takıma ait olduğunu kolayca belli eden harika bir forma. Orijinal çubuk kalınlığı, gömlek yakasını andıran şahsına münhasır yakası ve elbette Milano Haçı’yla kulübün en kıymetli eserlerinden birisi. “Milan’ın forması nasıl olmalı?” sorusuna verilecek cevabın da ötesinde. Göğüs sponsoru olan Alman otomobil şirketi Opel de formanın zihinlerdeki yerini perçinliyor. Zaten o yıllarda kırmızı ve siyah çubuklar içerisinde bir Alman tahayyül edilmeye kalkılsa, zihinlerde ilk sırada Opel sponsorlu bir Milan forması içerisindeki Oliver Bierhoff gelirdi.
Mansiyon Ödülü: 2020-2021 İç saha forması
Puma ile anlaştıktan sonra Milan formalarının son birkaç yıla nazaran seviye atladığı bir gerçek. İç saha formalarının tamamında standardın üzeri yakalanmışken, deplasman ve alternatif formalarda da epey kaliteli işler gördük. 2020-21 iç saha çubuklu forması da bu seviyeyi arşa çıkaran bir iş olmuş. Siyah kalıp üzerine oturtulan gövdedeki üç kırmızı çubuk, Milan’ın geçmiş senelerde giymiş olduğu siyah ağırlıklı çubuklu formalarına göndermede bulunuyor. Ancak formayı özel kılan bunlar değil. Kırmızı ve siyah çubuklar içerisine ton farklılıklarıyla oluşturulmuş mükemmel bir desen söz konusu. Puma’nın “Crafted from Culture” temasına dayanarak -ki bu tema İtalya Milli Takımı’nın 2020-22 arası giyeceği formalarda da mevcut- tasarladığı formada, Milano’daki en eski çarşı olan Galleria Vittorio Emmanuele II’deki mozik desenlerin süslediği çubuklar, standart bir formayı olabildiğince üst sınıfa çekmiş. Puma’nın takım sporları ürünleri sorumlusu David Bremond, formanın tasarım hikayesini ise şöyle anlatıyor:
“Tasarımcılarımızla birlikte Milan şehir turunu yaptık ve kendimize bu setle şehri kazanmak istediğimizi söyledik. Örneğin şehrin mimari yapısına ve şehrin kalbini temsil eden ikonik yerlere baktık. Milano şehrinde Galleria Vittorio Emanuele‘ye sahipsiniz, bu geleneksel kırmızı ve siyah çubuklara entegre edilebilecek harika bir desene ilham kaynağı olabilirdi. Biz de böyle düşündük.”
İyi ki de öyle düşünmüşler. Böylece AC Milan kulübünün yıllar sonra dahi hatırlanacak enfes bir formasına ön ayak olmuş oldular.
*Bu liste tamamen yazarın şahsi görüşlerine göre oluşturulmuştur.
[1] Scudetto: İtalya’da şampiyon olan takımın bir sonraki sezon formasında taşımaya hak kazandığı bir sembolü anlatmak için kullanılır. Ayrıca İtalya’da şampiyon olan takımlar da bu tanımlama ile anılırlar.
NOT: Bu yazının orijinali Plase Dergi‘de Cüneyt tarafından 18.11.2020 tarihinde yayınlanmış olup, tüm yayın hakları Plase Dergi’ye aittir. Plase Dergi’nin izni ile sitemizde yayınlanmıştır.
PLASE DERGİ – AC MİLAN TÜRKİYE